Bağlanma temelli terapi, bireyin erken çocukluk dönemindeki bakım verenlerle kurduğu ilişkilerin, yetişkinlikteki duygusal ve sosyal bağlarını nasıl etkilediğini anlamaya yönelik bir psikoterapi türüdür. Bu terapi, güvensiz bağlanma biçimlerini fark edip, yerine daha güvenli bağlanma modelleri geliştirmeyi amaçlar.
Bu yaklaşım, 1950'lerde İngiliz psikolog John Bowlby tarafından geliştirilen bağlanma kuramına dayanır. Bowlby'ye göre, çocuklar bakım verenleriyle yaşadıkları deneyimlere göre bir "içsel bağlanma modeli" geliştirir. Bu model, ileriki yaşamda ilişkilerden neler beklediğimizi ve bu ilişkilerde nasıl davrandığımızı belirler.
Bağlanma temelli terapi, özellikle çocuklukta travma, ihmal veya duygusal kopukluk yaşayan bireylerde olumlu sonuçlar verir. Terapi sürecinde danışan, geçmişte yaşadığı bağlanma bozukluklarını keşfeder ve bu deneyimlerin bugünkü ilişkilerine etkilerini fark eder.
Terapist ile kurulan ilişki, terapötik sürecin en önemli bileşenidir. Güvenli ve empatik bir ortamda danışan, duygularını ifade etmeyi ve başkalarıyla sağlıklı bağ kurmayı yeniden öğrenir. Rol yapma, farkındalık egzersizleri ve duygular üzerine konuşmalar, sık kullanılan tekniklerdendir.
Genel olarak, bu terapi bireyin duygusal zekasını, öz farkındalığını ve ilişki becerilerini geliştirir. Bağlanma temelli terapi, sadece geçmişin yaralarını iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda daha sağlıklı ve doyum verici ilişkiler kurmanın yolunu da açar.