Kriz psikoloğu, siren seslerinin ortasında duygusal “ilk yardım” sağlayan uzmandır. Deprem yıkıntıları, terör saldırısı sonrası kaos, endüstriyel felaket, intihar girişimi ya da okulda silahlı saldırı – sahne ne olursa olsun, kriz psikoloğu olay yerine giderek zihinsel kanamayı durdurmaya çalışır. Hedef, travmayı tamamen çözmek değil; sinir sistemini stabilize etmek, felaket algısını normalleştirmek ve güven hissini yeniden tesis etmektir. Dakikalar önemlidir: doğru müdahale semptom kronikleşmesini %40’a varan oranda azaltabilir.
İlk temas, Psikolojik İlk Yardım (PİY) protokolüyle başlar: dinlemeden önce güvenli bir alan sağla, temel ihtiyaçları (su, battaniye, telefon) kontrol et, sessizce eşlik et, sonra bireyin neye ihtiyacı olduğunu sor. Terapist, vücut dilini gözlemler, aşırı donakalım veya ajitasyon fark ederse hızla gevşeme egzersizleri uygular. Ardından hızlı bir risk taraması yapılır: intihar düşüncesi, ciddi yaralanma, hetero‑agresyon? Yüksek riskliler mobil sağlık ekibine veya travma merkezine sevk edilir; düşük riskliler için bilgilendirici broşür ve 24 saatlik takip hattı yeterli olabilir.
Kriz psikologları çoğu zaman sahadaki müdahalenin yanı sıra toplu bilgilendirme de yapar. İtfaiye, AFAD, acil servis personeli ve gönüllülerle kısa eğitim oturumları düzenleyerek “yardım edenin travması”nı önlemeye çalışır. Eleştirel Olay Stres Yönetimi (CISM) çerçevesinde grup defusing oturumları düzenlenir; buradaki amaç olayı yeniden yaşatmak değil, bilişsel çerçeve sunup sosyal destek ağını aktive etmektir. Toplum liderleriyle iş birliği, kültürel ritüellere saygı ve doğru dil kullanımı müdahalenin kabulünü artırır.
Türkiye’de bu alana giden yol; psikoloji lisansı, klinik veya travma odaklı yüksek lisans ve AFAD onaylı Afet Psikososyal Destek eğitimi içerir. Kriz hatlarında en az 250 süpervizyonlu saat, acil durum tatbikatına katılım ve her beş yılda bir yeniden sertifikasyon zorunludur. Ayrıca Avrupa Travma ve Afet Psikolojisi Birliği (ESTSS) modülleri, travma anlatılarında etik ve kültürel farklılıklar üzerinde yoğunlaşır.
Bununla birlikte, mesleğin en zorlu kısmı ikincil travmadır. Uzman, gece yarısı çöküntü haberleriyle uyanırken ‘yardım edememe’ suçluluğu hissedebilir. Bu nedenle kriz ekipleri dönüşümlü vardiya, düzenli süpervizyon ve zorunlu psikolojik deşarj oturumları uygular. Empati, sistemli öz‑bakım ile dengelenmezse tükenmişlik kaçınılmazdır.
Kriz psikoloğuna ne zaman ihtiyaç duyulur? Aniden gelişen olayın ardından insanlar şoka girmiş, gerçeklik duygusunu yitirmiş ya da işlevsel kayıp yaşıyorsa; toplumsal travmanın domino etkisi önlenmek isteniyorsa; ön saftaki ekiplerin psikolojik dayanıklılığı düşmeye başlamışsa. Erken, doğru ve kültüre duyarlı müdahale, felaket anısını “yaralayıcı” olmaktan çıkarıp “atlatılabilir” bir hatıraya dönüştürebilir.